Cumhuriyet yapıtları olan Kamu İktisadi Teşebbüsleri’ni (KİT) özelleştirerek bitirmiş olmanın en ağır bedelini yıllardır ödeyen Türkiye’de sıra, yangınlarla esasen ziyan gören ormanların maden arama çalışmalarıyla yok edilmesine geldi…
Bir ilçe büyüklüğündeki yeşil alan daha sessiz sedasız yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya…
Cumhuriyet emaneti KİT’lerin kimi özelleştirilerek kimi kapatılarak üreticileri bütünüyle sermaye kümelerinin insafına terk ettiren uygulamalar ve tarım topraklarının yabancı şirketlere satılması, “Türkiye’nin üretim yapılabilir topraklarının gözden mi çıkarıldığı” sorusuna neden oluyor.
Zonguldak, Bartın ve Kastamonu sonlarına giren, dünyanın en derin ikinci kanyonu olan Valla Kanyonu’nun bulunduğu 3 bin 500 hektarlık orman alanında maden arama müsaadesi verildiği ortaya çıktı. TEMA Vakfı, “milyonlarca yılda oluşan doğal varlıkların maden faaliyetiyle birlikte risk altına gireceği” ihtarında bulundu.
Nadir endemik bitkileri barındıran, Küre Dağları’nın uzantısı olan bölgeleri de kapsayan izine yönelik yansılar karşısında Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu “Tabii ki maden aramamız gerekiyor. Bu hususta kimseden müsaade almamız kelam konusu olamaz” dedi. Valinin tabirleri yurttaşların yansısını çekti.
Tarım Müellifi Gazi Kutlu, “Maden etrafındaki tarım yerleri binlerce yılda oluşmuş yapısını kaybediyor. Madenlerin tarım alanlarına ziyan vermediğini savunanlar Cerattepe’ye, İkizköy’e baksın” dedi. Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü Başar Alipaça da varlıklı bir ekolojinin gözden çıkarıldığını belirtti.
BÖLGE HALKI AKSİYONA HAZIRLANIYOR
Bölge halkı madene karşı gayret için kolları sıvarken birinci hareketlerini 21 Eylül Cumartesi saat 12.00’de yapacağını duyurdu. Bahse ait raporunu paylaşan TEMA ise, Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) elde edilen bilgilere nazaran, çalışma alanı sonları içerisindeki orman alanlarının yüzde 64’ünün madenler için ruhsatlandırıldığını tabir etti.
KOSKOCA ORMANI GÖZDEN ÇIKARDILAR
Doğal hoşluklarının yanı sıra yeraltı kaynakları açısından güçlü olan Zonguldak’ın, Fındıklı, Belen, Kasımlı, Doğancılar, Kocaman ve Alaplı’ya hudut olan Akçakoca’nın köylerinde 1774 hektarlık ve Devrek’in Ahmetoğlu köyünde 1737 hektarlık daha orman alanında Bakır ve Manganez aranacak.
Yapılacak orman tahribatının içinde ceviz, kestane ve kestane meşelerinin olduğu söz edilirken, maden arama sürecinin Mavera Mandencilik’e verildiği ileri sürüldü. Şirket, 31 Mart lokal seçimlerde Büyük Birlik Partisi’nden belediye lider adayı olan, tıpkı vakitte Mavera Madencilik’in de Yönetim Kurulu Lideri olan Yılmaz İri’ye ilişkin.
Mavera Harfiyat Madencilik Lojistik İnşaat’ın sahibi Yılmaz İri, 31 Mart mahallî seçimlerde Büyük Birlik Partisi’nin belediye lider adayı olmuş ve Pamukova belediye başkanlığı seçiminde bin 594 oy farkıyla AK Parti’nin adayı Fatih Akın’a karşı seçimi kaybetmişti.
Mavera Madencilik Zonguldak’ın Alaplı ilçesinde Bakır, Devrek ilçesinde de Manganez aramak için Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nden (MAPEG) maden arama ruhsatı aldı.
‘MADEN MONOPOLLERİ UĞRUNA ORMANLAR GÖZDEN ÇIKARILIYOR’
Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü ve kent plancısı Başar Alipaça, maden arama faaliyetleri için açılan yollar, sondaj için açılan alanların yeniden ağır orman tahribine sebep olduğuna dikkat çekerek şöyle konuştu:
“Zonguldak ili tabiatı, sahip olduğu varlıklı ekolojik ve ziraî potansiyele karşın maden monopolleri uğruna gözden çıkarılmaya çalışılıyor. Altın madenciliği üretim basamağında ormanlar ve etraf sıhhati açısından başlı başına ağır bir tahrip sebebiyken çok geniş alanların da altın arama faaliyetlerine açılması ile bu tahrip tüm bölgeyi tesiri altına alıyor. Altın ve öteki 4. Küme madenler için verilen arama ruhsat alanları pek çok vilayet ormanlarının neredeyse bütün mevkilerini kapsıyor. Bu birebir vakitte hiçbir ekolojik bedele bakılmaksızın her maden bulunan noktaya üretim müsaadesi verileceğinin de ispatı durumunda. Maden arama faaliyetleri için açılan yollar, sondaj için açılan alanlar tekrar ağır orman tahribine sebep oluyor. Başka köylerimizde olduğu üzere Zonguldak köylerinde de toprağını, ormanı, suyunu savunan köylüler yalnızca o bölgeyi değil aslında tüm vatanı savunmakta.”
‘BÖLGENİN TOPRAK YAPISI BOZULACAK’
Tarım Müellifi Gazi Kutlu da bölgedeki toprak yapısının bozulacağına vurgu yaptı.
Kutlu, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Toprak ve su kirlendiği için, bu ormanlık alanlar tahrip edildikten sonra yine üretim yapılsa dahi eski randıman asla elde edilemez. Bilhassa, madenlerin etrafındaki verimli tarım toprakları binlerce yılda oluşmuş yapısını geri kazanamaz. Bir başka sorun ise maden ruhsatı alan firmaların, etraftaki tarım alanlarını kaybettikten sonra üretimi diğer bölgelerde telafi edeceklerini argüman etmeleridir. Lakin maden alanı içinde kalan bir zeytinlik yahut meyve bahçesini öbür bir bölgede yine kurarak birebir randımanı almak imkansızdır. Bu süreçte Tarım ve Orman Bakanlığı bir yandan işlenmeyen tarım topraklarını kiraya vermek için kanunlar çıkarırken, öteki yandan binlerce yıllık verimli toprakları maden alanlarına ruhsat veriyor. Bu çelişki kabul edilemez. Toprağın altında ne varsa, yeşil altın olarak isimlendirdiğimiz fındıktan, sarı altın olarak bildiğimiz zeytinden ya da beyaz altın pamuktan daha bedelli değildir”