Piyanist Fazıl Say, “100. yılda farkındalıkla, önyargıları ve tabuları yenerek 100 yara saralım” kanısını lisana getirdi.
Say Twitter hesabından “Yara sarma devrimi” başlığıyla bir yıl sonu yazısı kaleme aldı.
Say’ın Twitter hesabından yayımladığı yazısı şöyle:
“Kendi ruhumuzun ve kendi bedenimizin devrimcisi olabildiğimizde tüm yaralarımızı sarabiliriz, kâfi ki yola koyulalım. İhtilaldir. Benim için bu ‘yıl sonu’ konserleri, zorluklarla dolu bir yılın akabinde bir nevi umut ışığı üzereydi. Tahminen de çoğumuz için öyleydi. Teşekkür ediyorum İstanbul’a, bizi dinlemeye gelen onbinlere, 15 yıldır harikulade bir iş çıkaran ve bu son 3 konserimizde bu emeği doruğa çıkaran, dünya çapı bir perfeksiyonizm ile işini gören takımıma, samimiyetle sarılıyorum bu küçük lakin dev aileme. Ayrıyeten bu konserlerde tüm emeği geçenlere, olağanüstü iş çıkaran teknik gruplara, teşekkür ediyorum…
Ve başta Genco Erkal ve Serenad Bağcan’a. Şöyle ki; bütün bir hayatın sanata adanması, sahne sanatına, tabire, hür olmaya, tüm bunları yaparken inandırıcı olmaya, insanlara dokunmaya…
Hayallere… Ve yaraları sarmaya. İnsanların önünde çıplak yara sarmacaya: Büyük yaraları, küçük yaraları, hepsini. Ah. Bin sıkıntı olsa da, ne büyük umut; düşünün, müzik ile edebiyatın buluşması, şiirler ve ezgilerin sevgisi, bunun topluma, çok geniş kitlelere ulaşabilmesi, onların da hayatlarının bir kesimi olması, su olması, oksijen olması… Bunun için tüm ömür çalışılan -adanılan- hayatlar.
Sanatçı hayatları. Dağlar üst dağlar aşağı. Her heceye her sese bir cihan. Cihana uzatılan… Kolay değil elbette. “Dün”ü hoş sunalım ve “yarın”a uzanalım bu ömürlerde.
Yürümek. Sabah yürüyüşleri. Tam bir antidepresan oldu hayatımda. Attığımız yalnızca ter değil, kalori ya da kilo değil, ne çok şey atıyoruz yürüme arası kat ettikçe değil mi? Yokuşları azimle çıkarkeni ağaçları içimize çekerken… Tertemiz bir günün sayfası açılır gibi… Yeni bir sağlıklı hayatın muştusu, farkında olmadan yok olan kederler, sağlıklı beslenme ile devam eden günler. Yeni eseler, yeni yaratılara uzanarak. Dün, bugün, yarın. Bir ömrümüz var. Yalnızca bir.
Güzel bir yıl olsun 2023 hepimiz için. Saracak çok yara var. 2023. Yüzüncü yıl. 100 yara saralım hepimiz 100. yılda, farkındalıkla. Önyargıları ve tabuları yenerek. İhtilal ile bayan ve erkek eşitliği ile.”