Sözcü yazarı Saygı Öztürk, YSK üyelerine “ahmak” dediği suçlamasıyla mahpus cezası alan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kendisine “ahmak” diyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında şikâyette bulunduğunu lakin dilekçenin sürece konulmadığını yazdı.
Öztürk, İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat’ın Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na Soylu’nun İmamoğlu’na “ahmak” demesi üzerinden hata duyurusunda bulunduğunu belirtti.
Öztürk’ün aktardığına nazaran kararda ise şu tabirler yer aldı:
“Müşteki dilekçesinde, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kamu görevlisine vazifesinden ötürü hakaret hatasını işlediği argüman edilmiş ise de Soylu hakkındaki savların vazifelerinden kaynaklanan aksiyonlarla ilgili olup bakanlık misyonları kapsamındadır.
Anayasası’nın 106. Hususuna nazaran bakanlar hakkında vazifeleriyle ilgili kabahat işledikleri savıyla TBMM üye tamsayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılabilir. Üye tamsayısının beşte üçünün zımnî oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilmesi mümkündür.
Müştekinin müracaatına konu olayın, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, bakanlık vazifeleri ile ilgili işlerden kaynaklandığı, bakanlar hakkındaki vazifelerinden kaynaklanan isnatlara ait soruşturma yetkisinin TBMM’ye ilişkin olduğu, Cumhuriyet Başsavcılığımızın bakanlar hakkında misyon kabahatleri ile ilgili soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisinin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; şikayet edilen bakan yönünden Cumhuriyet Başsavcılığımızın soruşturma ve kovuşturma yetkisinin olmaması nedeniyle dilekçenin sürece konulmamasına, itiraz kanun yolu öngörülmediğinden kesin olarak karar verildi.”
TIKLAYIN – İmamoğlu’nun “YSK’ya hakaret” davası: 2 yıl 7 ay 15 gün mahpus cezası verildi; siyasi yasak süreci başladı!
|
Ne olmuştu? İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 30 Ekim 2019 tarihinde Fransa’nın Strasburg kentinde düzenlenen Avrupa Kurulu Lokal ve Bölgesel İdareler Kongresine İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak katılmıştı. İmamoğlu bu kongrede yapmış olduğu konuşmada; seçim sürecinde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız bir halde kullanıldığını, seçim müddetince toplumu bölen ve kutuplaştıran lisan kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan aksiyon ve uygulamalarını, devletin haber ajansı olan Anadolu Ajansının seçim sonuçlarını manipüle etmek istediğini söylemişti. İmamoğlu iktidarın 31 Mart seçimini yönetmekle yetkili olan Yüksek Seçim Kurulu kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini savunmuştu. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019 tarihinde bir açıklama yaparak kongrede yapmış olduğu konuşmasından ötürü İmamoğlu için “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum; bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar ücretsiz değil” demişti. İmamoğlu birebir gün (4 Kasım 2019) Soylu’nun bu kelamlarının hatırlatılması üzerine basın mensuplarına yaptığı açıklamada “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’ da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, evvel oraya bir odaklansın” tabirlerini kullanmıştı. Bunun üzerine Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığı tarafından 15/11/2019 tarihli ihbar üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlatmış, akabinde dava açılmıştı. İddianamede, İmamoğlu’nun o dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı misyonlarından ötürü alenen hakaret” suçunu işlediği belirtilerek, 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar mahpusla cezalandırılması istendi. Davada İmamoğlu’na 2 yıl 7 ay 15 gün mahpus cezası verildi. İmamoğlu, cezasının katılaşması halinde siyasi yasaklı hale gelecek. |